Çarşamba, Nisan 03, 2013

Little Things...



image001


Bir konuşma sırasında adamın biri kadının birine sormuş:
‘Nasıl bir erkek arıyorsun?’
Kadın bir süre sessiz kaldıktan sonra adamın gözlerinin içine
bakarak sormus: ‘Gerçekten bilmek istiyor musun?’
Adam biraz isteksiz, ‘Evet’ demiş.
Ve kadın baslamış anlatmağa…
‘Bugün ve bu yaşta bir kadın olarak, bir erkeğe onun benim için
benim kendime yapabilecegimden fazla ne yapabileceğini soracak
konumdayım.
Kendi masraflarımı karşılayabiliyorum; bir erkeğin yada bir başka
kadının yardımına gerek duymadan evimi idare ediyorum.
Böyle olunca, ‘Sen masaya ne koyuyorsun?’ sorusunu sorma
konumundayım.
Adam kadına bakmış. Paradan söz ettigini düşünüyormuş.
Kadın hemen bu düşünceyi düzeltmiş: ‘Sözünü ettiğim, para değil.
Ondan öte bir şey istiyorum. Hayatın her alanında mükemmeliyeti
arayan bir erkeğe ihtiyacım var.’
Adam arkasına yaslanıp kollarını kavuşturarak kadından biraz
daha açıklama istemiş. Kadın başlamış anlatmağa:
Kendini zihnen mükemmelleştirmeye çalışan birini istiyorum,
çünkü sohbet ve zihnen uyarılma arıyorum. Basit bir adama ihtiyacım yok.
Ruhen mükemmelleşmeye çalışan birini arıyorum, çünkü dengesiz
bir birleşmeye ihtiyacım yok.
Inananlarla inanmayanların bir araya gelmesi felakete yol açar.
Bir kadın olarak yaşadıklarımı anlayacak kadar duyarlı,
ayağımı sağlam basmamı sağlayacak kadar güçlü bir erkek arıyorum.
Saygı duyabileceğim birini arıyorum. Ona boyun eğmem için
onu saymam gerekir. Ben ona ne kadar dürüst ve açıksam,
onunda bana dürüst ve açık olması gerekir.
Kendi işini , hayatını yürütemeyen adama boyun eğemem.
Boyun eğme konusunda sorunum yok… yeter ki buna değer biri olsun.
Tanrı kadını erkeğe eş ve yardımcı olarak yaratmış.
Kendine yardım edemeyen adama ben yardım edemem.’
Kadın aklından geçenleri böyle döküverdikten sonra adama bakmış.
Adam yüzünde şaşkın bir ifadeyle oturakalmış:
‘Çok fazla şey istiyorsun.’ demiş.
‘Değerim çok fazla.’ diye yanıtlamış kadın.

Salı, Şubat 19, 2013

Yine Aynı Yerdeyiz.....


Her ayrılık zor
Bin yıldır söyler dururum
Öğrenmiyor kalp
Görüldüğü üzere durumum

İnsan biraz olsun akıllanmaz mı?
Büyümez mi er geç?
Yanardağ gibi için için
Sönmez mi bu sinsi ateş?

Vay, yine mi keder?
Ama artık yeter!
Yine kapıda kara geceler...
Vay, çileli başım

Ortasında kışın
İyice beter...

Bu zor günler de
Elbet geçer bir gün
Herkes farkında
Herkes nasıl üzgün

İnsan biraz olsun akıllanmaz mı?
Büyümez mi er geç?
Yanardağ gibi için için
Sönmez mi bu sinsi ateş?

Salı, Şubat 12, 2013



Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı;iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle demutlu olamıyor.Önce yalnızdık.9 ay boyunca karanlık bir yerde dışarı çıkmayı bekledik ve dünyaya ağlayarakgeldik. 
Pişman gibiydik. Ya da mecburen gelmiş gibi.Biraz büyüdükten sonra, kendimizi bildiğimiz anda, içimizi kemiren, kalbimizikurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik: Bir yerde bir eksik var dedik.Korktuk.‘Bunun sebebi ne?’ diye sorduk kendimize. Cevabı yapıştırdık:‘Demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var.O yüzden eksiklik hissediyoruz’. Peki, neye sahip olmamız gerekiyor?Çocukken ‘yaşımız küçük’ diye düşündük. Her istediğimizi yapamıyoruz.Kurallar, yasaklar var. Büyüyünce her şey yoluna girecek.Büyüdükçe bir şey değişmedi.Yine huzursuzduk. İçimizden bir ses aynı sözcükleri fısıldıyordu:‘Bir eksik var. Kafamız karıştı. Nasıl kurtulacağız bu iğrenç duygudan?Nasıl geçecek bu? 
Aklımıza yeni cevaplar geldi: Okulu bitirince geçecek. İşe girince geçecek.Para kazanınca geçecek. Tatile gidince geçecek. Okulu bitirdik. Diploma aldık.İşe girdik. Kartvizit aldık. Çalıştık. Para kazandık. Taşındık. Araba aldık.Çalıştık. Eve yeni eşyalar aldık. Tatile gittik. Dans ettik. Terfi ettik.Kartviziti değiştirdik.Daha çok çalıştık. Daha çok para kazandık. Çalıştık. Çalıştık.Geçmedi.’Bir yerde bir eksik var’ hissi, hala orada duruyordu.Bu sefer de ‘Sevgilimiz olunca geçecek’ dedik. ‘Yalnızlığımız sona erince builletten kurtulacağız.‘Beklemeye başladık. 
Derken, biri çıktı karşımıza aşık olduk. Ve anında başka biri olduk.Daha güçlü, daha güzel, daha akıllı biri. Hesap cüzdanları, kartvizitler,hatta ilaçlar bile böyle hissetmemizi sağlamamıştı.Sevgilimizin gözlerinde, daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi vehayranlık gördük.Sevgilimizin gözlerinde Tanrı’ yı gördük.Işığı gördük.’Tünelin ucundaki ışık b u olmalı’ diye düşündük ‘kurtulduk’.Sonra bir gün, daha dün bize deli gibi aşık olan insan çekip gidiverdi.Ya da artık eskisi gibi sevmediğini söyledi. Ya da başka birine aşık olduğunusöyledi.Ya da daha kötüsü, başka birine aşık oldu ama söylemedi.Telefonu açmamasından, elimizi tutmamasından, sevişmemesine bahane bulmakzorunda kalmamak için biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık, birterslik olduğunu.Belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden sevgilimiz değildi, bizdik.Fark etmez. Sonuçta aşk bitti. 
Şimdi her yer bomboş. Şimdi tekrar yalnızız. Başladığımız yere döndük.Yıllarca uğraştık, eksiğin ne olduğunu bulamadık. Halbuki her şeyi denedik, heryere baktık.Öyle mi? Bakmadığımız bir yer kaldı.İçimize bakmadık.Eksik parçayı dışarıda aradık ama içimizde saklı olabileceğini akıl etmedik.Birilerini sevdik, birileri bizi sevsin diye uğraştık ama kendimizi sevmedik.Şaşıracak bir şey yok, tabii ki sevmedik.Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk? Canımız yanmasın diye duvarlarınardına saklanır mıydık?Kendimizi boş sanıp doldurmaya uğraşır mıydık? Terk edilmekten korkar mıydık? 
Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı.Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor.İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.‘Herkes beni sevsin’ diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor, herkes sevgisineşart koyuyor, sınır koyuyor.Oysa ‘kendime duyduğum sevgi bana yeter’ diye düşününce, kendimizi olduğumuzgibi kabullenince yarım tamamlanıyor.Her şey bir oluyor. İşte o zaman perde aralanıyor. 
Acı diniyor.İşte o zaman başka `bir`i bir araya gelerek, hesabın kitabın, korkunun kaygınınhüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine, gerçek bir sevgi yaratılabiliyor.
"You Haven't Seen The Last Of Me"

Feeling broken
Barely holding on
But there's just something so strong
Somewhere inside me
And I am down but I'll get up again
Don't count me out just yet

I've been brought down to my knees
And I've been pushed way past the point of breaking
But I can take it
I'll be back
Back on my feet
This is far from over
You haven't seen the last of me
You haven't seen the last of me

They can say that
I won't stay around
But I'm gonna stand my ground
You're not gonna stop me
You don't know me
You don't know who I am
Don't count me out so fast

I've been brought down to my knees
And I've been pushed way past the point of breaking
But I can take it
I'll be back
Back on my feet
This is far from over
You haven't seen the last of me

There will be no fade out
This is not the end
I'm down now
But I'll be standing tall again
Times are hard but
I was built tough
I'm gonna show you all what I'm made of

I've been brought down to my knees
And I've been pushed way past the point of breaking
But I can take it
I'll be back
Back on my feet
This is far from over
I am far from over
You haven't seen the last of me

No no
I'm not going nowhere
I'm staying right here
Oh no
You won't see me begging
I'm not taking my bow
Can't stop me
It's not the end
You haven't seen the last of me
Oh no
You haven't seen the last of me
You haven't seen the last of me