Pazartesi, Ekim 17, 2011

Hemingway... bi tutam...


Woody Allen’ın son filmi Midnight in Paris (Paris’te Gece Yarısı) filminde Ernest Hemingway zamanda yolculuk eden Amerikalı yazara ölüm korkusuyla ilgili müthiş bir replik çekiyor. Ben de bir kültür hizmeti olarak repliği paylaşmak istedim. Repliğin aslı biraz daha sofistike bir İngilizce ile yazılmış, filmde Allen, Hemingway’den aldığı pasağı günümüz İngilizcesine uyarlamış biraz. Uyarlandığı haliyle hem Türkçesini hem İngilizcesini koyuyorum,
İbrahim Çallı

Her erkek ölümden korkar. Bu hepimizi tüketen doğal bir korkudur.
Ölümden korkarız, çünkü ya yeterince ya da hiç sevmediğimizi hissederiz ki sonuçta bu ikisi kesinlikle aynı şeylerdir. Fakat dünyadaki bütün saygıyı hak eden, kendini gerçekten güçlü hissetmeni sağlayan harika bir kadınla seviştiğinde, ölüm korkusu tamamen kaybolur. Çünkü bedenini ve kalbini harika bir kadınla paylaştığında dünya eriyip gider. O an evrende sadece ikiniz varsınızdır. Senden daha yetersiz olan birçok erkeğin fethedemediğini fethetmişsindir, harika bir kadının bir başkasına sunabileceği en kırılgan varlığını, kalbini... Ölüm aklının içinde dolaşmaz artık. Korku artık kalbini gölgelemez. Tek gerçekliğin yaşamaya ve sevmeye duyduğun tutkudur. Bu kolay bir iş değildir, yenilmez bir cesaret ister. Ama şunu aklından çıkarma, hakiki anlamda harika bir kadınla seviştiğin anda kendini ölümsüz hissedersin.
 

All men fear death. It's a natural fear that consumes us all. We fear death because we feel that we haven't loved well enough or loved at all, which ultimately are one and the same. However, when you make love with a truly great woman, one that deserves the utmost respect in this world and one that makes you feel truly powerful, that fear of death completely disappears. Because when you are sharing your body and heart with a great woman the world fades away. You two are the only ones in the entire universe. You conquer what most lesser men have never conquered before, you have conquered a great woman's heart, the most vulnerable thing she can offer to another. Death no longer lingers in the mind. Fear no longer clouds your heart. Only passion for living, and for loving, become your sole reality. This is no easy task for it takes insurmountable courage. But remember this, for that moment when you are making love with a woman of true greatness you will feel immortal.

Çarşamba, Eylül 07, 2011

Bekliyorum...Hadi gelin üstüme..Korkmuyorum!

Anladim sonu yok yalnizligin
Her gun cogalacak
Her zaman boyle miydi bilmiyorum
Sanki dokunulmazdi cocukken aglamak

Alisir her insan alisir zamanla
Kirilip incinmeye
Cunku olan yikilip yikilip
Yeniden ayaga kalkmak

Yalnizligim yollarima
Pusu kurmus beklemekte
Acilar gozlerini dikmis ustume nobette
Bekliyorum bekliyorum bekliyorum
Hadi gelin ustume korkmuyorum

Bulutlar yuklu
Ha yagdi ha yagacak ustumuze hasret
Yoklugunla ben basbasayiz
Nihayet

Perşembe, Ağustos 25, 2011

Bi yazı..ufacık..minicik.. :)))





BİR DOĞUM GÜNÜ YAZISI
Sesim güzel olmadığından bir doğum günü şarkısı söyleyemeyeceğim ancak parmaklarım döndüğünce bir şeyler yazabilirim herhalde.

Doğum günü; "Gelemedik ama unutmadık da" ile başlayan hasretleri, arkadaşının, eşinin, dostunun kısacası "önemlisinin" takvim yaprağında doğan kişinin ismini ağırlayan bir gün.

Kelimelerin bildik duygularla özetleyebileceği günlerden biri değil bu gün. İnsanların bu gün doğan için ve hayatlarında bulunduğu için ne kadar memnun olduklarını belli etmek istedikleri, birlikte herhangi bir şeylerin yapıldığı gün. Önemli olan yapılanın değil, niçin yapıldığı önemli olduğu bir gün.

Kimininse ne kadar yalnız olduğunu hissettiği gündür doğduğu gün. En hatırlanacak günde de hatırlanılmıyorsa "her şey bitti" dediği gündür, karamsarlık günüdür.

Yaşanılan bir yılın mükâfatı gibi ya da yaşanacak yılı karşılamak gibi bir gündür. Mumlara üflerken dudaklardan bir temenninin, bir duanın geçtiği gün. Sonra "üüüüffff" sesinden sonra birisinin aradan "Alkııııııışş" diye bağırdığı gündür.

Pastanın üzerindekileri mumları sayamayacak kadar sevinçten kör olmuşsa da doğan; şimdiki yıldan doğduğu yılı çıkarıp aynı sonucu bulur eninde sonunda. Pastanın üstünde bir doğanın yaşı yoksa eğer, yaş saklanabilir, yaşa eklenebilir veya yaştan çıkartılabilir. Yani biraz matematiksel bir gündür.

Eğer geçen yıl iyiyse hızlı, kötüyse yavaş geçen bir yıl olarak nitelendirildiği,Yaşa! Sev! Gül! Temennilerinin eksik olmadığı, benim de yazarken kelimeleri yetinmekte zorlandığım bir gündür.

Salı, Ağustos 23, 2011

Hoşgeldimmm :D


Sağımdan mı solumdan mı kalktım bu sabah
Bu kadar öfke niye?
Senden mi kendimden mi usandım bu kadar
Nelerden bezdim böyle..

Beyaz bir denizdim bulutlar altında
Mavi bir rüzgardım teknemi batırdın
Kırmızı bir kuştum renkler ülkesinde
Saydam bir kurşundun kanatlarımdan vurdun..

Haksızlık varsa kendinde ara
Hayatın içinde yaraydın bana
Bilinmezdin söylenmezdin
Yok olmuşken görünmezdin

Belki son bir umuttum
Belki son bir rüya
Belki son bir ışıktım
Belki son bir nefes..


Sağımdan mı solumdan mı kalktım bu sabah
Bu kadar öfke niye?
Senden mi kendimden mi usandım bu kadar
Nelerden bezdim böyle..